BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ (BDT) / ŞEMA TERAPİ EĞİTİMİ
Her zaman
|Her yerde
BDT kişinin düşünce yapısında, algısında, olayları yorumlayış şeklinde, duygusal tepkilerini ve davranışlarını belirlediği kuramına dayanır. Şema terapi, Amerikalı Psikolog Jeffrey E. Young tarafından 1980'lerin sonlarında kronik psikolojik problemlerle başa çıkma hedefli geliştirilmiştir.
------
Her zaman
Her yerde
Detay
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) kişinin düşünce yapısında, algısında, olayları yorumlayış şeklinde, duygusal tepkilerini ve davranışlarını belirlediği kuramına dayanır. Bu sebeple, terapideki amaç, kişinin olumsuz ve işlevsel olmayan düşüncelerini yeniden şekillendirerek, yerine gerçekçi ve olumlu düşünce biçimleri koymaktır. Bu şekilde kişinin duygu ve davranışlarının değişmesi sağlanır.
Günümüzde en yaygın kullanılan psikoterapi türlerinden olup, kısa süreli ve sorun odaklı bir yöntemdir. 1960’lı yıllarda Aaron Beck tarafından geliştirilen Bilişsel Terapi, düşüncenin ruhsal bozukluklarda ne şekilde etkili olduğunu açıklamaya çalışmıştır. Beck, bu manada, duygusal bozukluklarda bilişsel ve davranışçı müdahalelerin teori ve yöntemlerini geliştiren ilk kişidir.
Bilişsel davranışçı terapi hangi hastalıklarda uygulanır?
Anksiyete bozuklukları
Panik atak
Depresyon
Obsesif kompulsif bozukluk
Tik bozuklukları
Yeme bozuklukları
Obezite
Travma sonrası stres bozukluğu
Şizofreni
Bipolar bozukluk
Cinsel işlev bozuklukları
Aile terapileri
Alkol-madde bağımlılığı
Sigara bağımlılığı
Uyku bozuklukları
Öfke kontrol bozukluğu
Bilişsel davranışçı terapi nasıl uygulanır?
BDT iki temel ilkeye dayanır:
Bilişlerimiz, duygu ve davranışlarımız üzerinde etkilidir.
Davranışlarımız, düşünce şeklimizi ve duygularımızı etkiler.
Bu nedenle BDT, bireylerin olayları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleriyle ilgilenerek, yanlış algıları, yanlış yorumlamaları, işlevsel olmayan otomatik düşünceleri değiştirmeye odaklanır.
Birey içsel süreçlerinin bir kısmını farkında olmasa bile, terapi desteği ile oluşan bilinçli çabayla, bunların bir kısmına ulaşabilir, farkına varabilir.
Örneğin, kişi sınavdayken, “Hata yapmamalıyım, eğer hata yaparsam, bunun sonucu çok kötü olur” şeklinde bir düşünceye sahip olarak, kaygı ve üzüntü hissetmeye başlar, oluşan hissin sonucunda ise, soruları çok dikkatli okuyamadan cevaplayarak, performansını kaliteli şekilde sergileyemez. BDT bu noktada, kişinin sahip olduğu otomatik düşünceler, ara inançlar, kurallar, temel inançlar üzerinde çalışarak, bilişsel yeniden yapılandırma ile bireyi sağlıklı düşünce yapısına sevk etmeye çalışır.
Otomatik Düşünceler: Aklımıza kendiliğinden gelen, sıklıkla fark edilmeyen, genelde sadece eşlik eden duygunun fark edildiği düşüncelerdir. Örneğin “Sınavda hata yapmamalıyım” düşüncesi aklımızdan çok hızlı geçerken, biz kaygı ve üzüntüyü daha net ve ağır şekilde hissederiz. Bu yüzden, otomatik düşünceler genellikle, kişiye acı veren duygusal tepkilere ve işlevsel olmayan davranışlara yol açmaktadırlar. Otomatik düşünceyle alakalı en önemli ipucu, yoğun duygu hissettiğimiz anlarda ortaya çıkmasıdır.
Ara İnançlar ve Kurallar: Yaşantı ve gözlem ile edinilen bilgiler, kişi tarafından dile getirilmese bile, bunlara inandığı için, farkında olmadan bu inanç ve kurallara göre hareket eder. Örneğin, hayatı boyunca yaşadıklarından, “Eğer başarısız olursam, insanlar beni sevmez” şeklinde bir ara inanca sahip olduysa, başarılı olmak için üzerinden fazlaca baskı hissedecektir. Aynı şekilde eğer “İnsanlardan yardım istemek bir güçsüzlük ifadesidir” şeklinde bir kurala inanıyorsa, genellikle işlerini yardım almadan, tek başına yapmaya çalışacaktır.
Temel İnançlar: Kişilerde olumlu ya da olumsuz temel inanç şeklinde 2 türde görülen, geçmiş deneyimler sonucunda oluşmuş olan, genel olarak çaresizlik, değersizlik, sevilmeme şeklinde 3 ana başlıkta toplanan inanç sistemleridir.
Örneğin kişi; “Bu ödevi yetiştiremeyeceğim” otomatik düşüncesi ile yola çıkarak, “Ödevimi yetiştiremezsem, iyi bir öğrenci değilim” ara inancına sahip olup, sonunda da “Demek ki ben başarısızım” temel inancına ulaşabilir.
ŞEMA TERAPİ EĞİTİMİ
Şema terapi, Amerikalı Psikolog Jeffrey E. Young tarafından 1980'lerin sonlarında kronik psikolojik problemlerle başa çıkma hedefli geliştirilen, bütüncül bir psikoterapi tekniğidir. Şemalar; insanların duygu, düşünce ve davranışlarına yön veren; algı, inanç ve duygu kalıplarıdır. Genellikle şemalar, kişilerin çocukluk döneminde, aileleri ile olan ilişkileri gibi sosyal ilişkileri ve çocukluk döneminde yaşadıkları deneyimler gibi faktörlerle göre şekillenir.
Çocukluk dönemindeki duygusal gereksinimlerin yeterince karşılanamaması, ilerleyen yaşlarda kişisel şemaların yani kalıpların temelini oluşturabilir ve çeşitli psikolojik sorunlara neden olabilir. Böyle durumlarda uygulanabilen şema terapi; şemaların farkına varmayı, onları değiştirmeyi ve onlarla başa çıkmayı amaçlar. Şema terapi, günümüzde yaygın olarak kullanılan, bütüncül bir psikoterapi tekniğidir.
Şemalar; bireylerin dünya görüşlerini, kendilerine ve başkalarına karşı tutumlarını ve kişilik yapılarını etkiler. Bu yapılar, genellikle kişilerin kendilerini ve dünyayı algılama şekillerini belirler. Şema terapisi, kişilerin olumsuz şemalarını tanımasına ve onları değiştirmesine yardımcı olmayı amaçlayan bir terapi yöntemidir. Terapi süresi boyunca kişiler, kalıplarının neler olduğunu fark ederek onları nasıl değiştirebileceklerini öğrenirler.
Şema terapi modeli, kişilik bozuklukları ve kronik psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmek amacıyla geleneksel bilişsel davranışçı terapi ve diğer terapi yaklaşımlarından farklı unsurları birleştirilerek geliştirilmiştir. Şema terapinin temelinde erken dönemde yani çocukluk döneminde oluşan uyumsuz şemalar vardır. Bir başka ifadeyle çocukluk ve ergenlik döneminde gelişen ve kişinin yaşamı boyunca devam eden olumsuz şemaları temel alır. Uyumsuz kalıplar, çeşitli psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir ve bilişsel çarpıtmalar, kendini engelleyen örüntüler ve uygunsuz başa çıkma biçimleriyle varlıklarını sürdürebilir.
Şema Terapinin Amacı Nedir?
Şema terapisi, bireylerin şemalarını belirleyip onları iyileştirmeyi amaçlar. Şema terapisinin en önemli hedeflerinden bir tanesi, danışanlara sorunlarıyla nasıl başa çıkacaklarını öğretmektir. Böylece bireyler, şemalardan kaynaklanan duygu ve davranış kalıplarını değiştirerek, temel duygusal ihtiyaçlarını sağlıklı ve uyumlu yollarla karşılamayı öğrenirler. Şema yöntemi, sonunda, kişilerin güçlü ve sağlıklı bir yetişkin kalıbı (şema) geliştirmelerine yardımcı olur. İyi geliştirilmiş bir sağlıklı yetişkin kalıbı, diğer kalıpları iyileştirir ve düzenler.
Şema Terapisinde Hangi Yaklaşımlar Kullanılır?
Terapistler, şema terapisi sürecinde kişinin ihtiyaçlarına uygun farklı terapi teknikleri kullanabilirler. Bu noktada danışan ve terapist arasındaki iletişim oldukça önemlidir. Şema terapisinde kullanılan birçok teknikte başvurulan iki önemli yaklaşım vardır. Bunlar şu şekildedir:
Empatik karşılaştırma: Empatik karşılaştırma tekniği, psikoloğun terapi sırasında ortaya çıkan şemalara onay vererek onları anlamasını, saygı göstermesini ve empati kurmasını ifade eder. Böylece terapi alan kişi, şemaların değişmesi gerekliliğini daha kolay kabul eder.
Sınırlı ebeveynlik: Sınırlı ebeveynlik, terapi sırasında psikoloğun kişinin çocukken karşılanmayan duygusal ihtiyaçlarını anlamasını ve ona saygı, şefkat ve merhamet duyguları ile yaklaşmasını ifade eder. Ancak tüm bunları yaparken terapist, belirli sınırlar içerisinde davranır.
Şema Terapide Kullanılan Teknikler Nelerdir?
Şema terapisi sırasında yukarıda sayılan yaklaşımların uygulanmasında kullanılan farklı teknikler vardır. Bu teknikler dört başlık altında toplanır. Şema terapisinde kullanılan başlıca teknikler aşağıdaki gibidir:
Duygusal teknikler: Bu teknik, yönlendirilmiş imgeler ve rol yapma gibi sık kullanılan teknikleri içerir. İmgeler yardımıyla şemalarla ilişkili duyguları tetiklemek ve kişinin çocukluk dönemindeki gereksinimlerini karşılamak amaçlanır.
İlişkisel Teknikler: İlişkisel teknikler, şemaların ilişkileri nasıl etkilediğini belirleyerek, bu şemaların günlük hayat içerisinde nasıl açığa çıkarılabileceğini öğretmeyi amaçlar.
Bilişsel Teknikler: Bilişsel teknikler, şemalardan kaynaklanan zararlı düşünce kalıplarını tespit etmeyi ve mevcut şema ile tutarlı ve tutarsız olan yaşam deneyimlerini inceleyerek onları açığa çıkarmayı amaçlar.
Davranışsal Teknikler: Davranışsal teknikler, davranış kalıplarını değiştirmeyi ve sağlıklı davranışlar geliştirmeyi amaçlar.
Şema Terapinin Faydaları
Şema terapi; bilişsel-davranışçı terapi, Gestalt Terapisi ve psikanalitik düşünme gibi farklı terapi modellerinin en iyi yönlerini bir araya getirerek bir terapi türü oluşturur. Geçmişte yapılan çalışmalar, şema terapisinin olumlu sonuçlar verdiğini göstermektedir. Şema terapisi sayesinde pek çok psikolojik sorun ile başa çıkmak mümkündür. Şema terapinin başlıca faydaları aşağıdaki gibidir:
Şema terapisi, kişinin geçmişine bakmayı, umutsuzluğa neden olan geçmişteki zamanları ve olayları keşfetmeyi ve tartışmayı amaçlar.
Geçmişteki uzun süreli kalıpları değiştirmeyi hedefleyen şema terapisi; kişide olumlu değişikliklere yol açarak, daha iyi ilişkiler kurmasına ve hayata daha olumlu bir perspektiften bakmasına yardımcı olabilir.
Şema terapisi, 18 uyumsuz şema olduğu fikrine dayanarak, zararlı başa çıkma yöntemlerinden kurtulmaya yardımcı olur. Uyumsuz şemalar yani kalıplar, ilerleyen dönemlerde birey için oldukça zararlı olabilir. Şema terapisi bu şemaların daha olumlu şekillerde işlenmesini amaçlar.
Şema terapisini yarıda bırakan danışanların sayısı azdır. Bu durum, kişilerin terapinin faydalarını gördüğünün bir kanıtı olabilir.