CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ / HİPNOTERAPİ EĞİTİMİ
Her zaman
|Her yerde
Cinsel terapi; bireylerin cinsellik alanında duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, cinsel ve ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Hipnoterapi, hipnoz yöntemi ile tedavi anlamına gelir. Kökeni hipnoza dayanır.


------
Her zaman
Her yerde
Detay
CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ
Cinsel terapi; bireylerin cinsellik alanında duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, cinsel ve ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adıdır. Cinsel işlev bozukluklarından dolayı bozulan ruhsal dengeyi sağlamak, yeniden cinsel eğitim vermek, düşünce ve duygu alışverişi kurmak, çiftlerin veya bireylerin kendilerini tanımalarını sağlamak, cinsel çatışmaları çözümlemek, bu çatışmalardan doğan kaygı ve gerginlikleri azaltmak, çiftler arasındaki ilişkileri iyileştirip olgunlaştırmak için kullanılan tüm teknik ve yöntemlere cinsel terapi diyebiliriz.
Bir başka deyişle; cinsel terapi, zihinsel ve duygusal sorunları olan ve bu sorunlarla baş etme gücü yetersiz kalan kişilere belli bir amaç ve plan doğrultusunda belli teknik ve yöntemlerin uzman kişilerce uygulandığı profesyonel bir yardım hizmeti sürecidir. Cinsel terapi zihinsel ve duygusal sorunları olan kişilerle zihinsel ve duygusal bağlantı kurularak yürütülen tedavi etme bilim ve sanatıdır. Cinsel terapist; cinsel terapi yapan, bireylerle, gruplarla, çiftlerle ya da ailelerle onların cinsel ve ruhsal sıkıntılarına çözüm getirmeleri için iş birliği içinde çalışan kişilerdir. Hekim, psikolojik danışman, psikolog veya sosyal hizmet uzmanı gibi ruh sağlığı profesyonelleri cinsel terapist olabilirler. Cinsel terapist olmak için ilgili lisans eğitimleri alındıktan sonra ek eğitimler ve süpervizyon alınmalıdır. Bunun için klinik psikoloji ya da psikolojik danışmanlık alanlarında lisans üstü eğitim alınmış olması asgari koşuldur. Bu eğitimler meslek hayatı boyunca devam ederler. Çünkü cinsel terapi her uzmanlık eğitiminde standart eğitimin parçası değildir. Bu nedenle bir ruh sağlığı profesyonelinin cinsel terapist olarak hizmet verebilmesi için cinsellik konusuyla özel olarak ilgilenmesi, çalışmalar yapması ve özel eğitimler alması gereklidir.
Cinsel Terapilerin Gelişim Öyküsü
Cinsel terapilerin gelişimi cinsel işlev bozukluklarına yaklaşım biçimleri, tedavi şekilleri, tedaviden alınan sonuçlar ve sorunların kaynağına bakış açısına göre üç dönemde ele alınabilir:
1-Geleneksel Cinsel Terapi: Bu dönemde tedavide psikoanalitik yöntemler kullanıldı. Cinsel sorunun ruhsal ve insani kaynaklarına inmeye çalışıldı. Tedavinin odağında birey vardı. Freud, Wilhelm Reich bu dönemin önemli bilim adamlarıdır.
2-Masters ve Johnson Dönemi: Bu dönemde tedavide cinsel işlev bozukluklarının türüne özgül teknikler kullanıldı. Cinsel sorunun dış belirtilerini giderme yoluna gidildi. Tedavinin odağında sorunlu çift ve çiftin ilişkileri yer almıştır. ABD'de Masters ve Johnson, İngiltere' de ise Martin Cole tarafından uygulamalı bedensel cinsel terapi bu dönemde ortaya atılmıştır. Örneğin empotans yani iktidarsızlıkta bütün insan davranışlarının öğrenilmiş, sonradan edinilmiş davranışlar olduğu ve tıpkı öğrenildikleri gibi "unutulup" bir yana da atılabilecekleri varsayımından hareketle penisin sertleşmesi ve orgazma ulaşılmasını sağlayacak egzersizler uygulanır. Bu tür cinsel terapi genellikle 2-3 haftalık bir programdan oluşmaktadır.
3-Modern Cinsel Terapi: Bu dönemde cinsel terapistlerin bireysel psikoterapi ve aile terapileri konularında da deneyimli olmaları gereği ortaya konulmuştur. Ayrıca üroloji, jinekoloji, psikiyatri, nöroloji, halk sağlığı, endokrinoloji gibi farklı disiplinlerin ortak sorumluğu da vurgulanmıştır. Tedavinin odağında duruma göre hem birey hem de sorunlu çift vardır.
Cinsel Terapi Teknikleri
1-Davranışçı Teknikler
Cinsel yanıtı anlamak için cinsel eğitim ve cinsel bilgilendirme konularını da içeren cinsel danışmanlık,
Performans kaygısını azaltmak, partnerin cinselliğini öğrenmek, cinsel birleşme dışındaki cinselliğe odaklanmak, iletişimi artırmak için duyumsal keşif,
Kendi cinselliğini öğrenmek ve kaygıyı azaltmak için kendini uyarma yani mastürbasyon egzersizleri,
Kaygının azaltılması için nefes, gevşeme ve rahatlama egzersizleri,
Özellikle erken boşalmada uygulamak için dur-başla tekniği,
Daha ileri davranışçı yöntemler.
2-Bilişsel Teknikler
Zihni meşgul eden düşünceleri uzaklaştırmak, cinsel haz ve yakınlığa odaklanmak için duyumsal keşif veya zihinsel odaklanma,
Sistematik duyarsızlaştırma tekniği,
Anksiyetenin azaltılması için düşünce durdurulması veya dikkatin başka yöne çevrilmesi,
Cinsel tutumların yeniden uyarlanması.
3-Çift Terapisi Teknikleri
Duygusal ilişkilerde altta yatan işlevsizliği tanımak için çiftlerin iletişimine yardım etme ve iletişimin artırılması,
Yakınlığın artırılması,
Çatışmaların çözümü,
İlişkideki diğer sorunlu konuların çözümü.
4- Bireysel Psikoterapi Teknikleri
Cinsellikle ilgili kendilik imajının değişimi,
İkna,
Cinsellik ve/veya yakınlık ile ilgili ikili duyguların çözülmesi,
Telkin,
Eşle ilgili ikili duyguların anlaşılması,
Empati,
İtiraf,
Depresyon veya anksiyetenin tedavisi,
Güvenceler verme vb.
5-Diğer
Cinsel öykü yazma tekniği,
Bibliyoterapi yani danışana yararlı olabilecek kitap, cd vb. önerme,
Grup toplantıları,
Flört dönemini yeniden yaşama,
Hipnoz,
Atılganlık eğitimi,
Ayıp sözler ve eylemler tekniği, vb.
HİPNOTERAPİ EĞİTİMİ
Hipnoterapi, hipnoz yöntemi ile tedavi anlamına gelir. Kökeni hipnoza dayanır. Hipnoz bir kişiyi ya da bir grubu bakış, telkin gibi yollarla kısa bir süre etki altına almaktır. Genel anlamı ile hipnoz dikkatin yoğunlaştığı ve telkin alma yeteneğinin arttığı, uyku ile uyanıklık arası bir bilinç halidir. Hipnoterapi ise, hipnoz olan kişinin dalgınlık ve konsantrasyon durumunu kullanarak, bilinç ve bilinçaltına yönelik olarak uzman tarafından uygulanan destekleyici bir terapi yöntemidir.
Birçok problemde hipnoterapi normal terapilere göre daha etkili ve faydalıdır. Hipnozda bakış, söz ve düşünce çok önemlidir. Bakış, hipnoterapistin bilinçaltı durumunu oluşturabilmesi için kullandığı yöntemlerden birisidir. Bakış ile gözlerden çıkan manyetik etkiler kontrol altına alınır. Söz durumunda ise, hipnoterapist hastanın beynine sokmak istediği düşünceleri açıklar. Düşünce durumu ise, hastanın arzu edilen duruma doğru çekilmesidir. Düşünce aşamasında konsantrasyon çok önemlidir. Hipnozda kişinin dirençlerinin birçoğu ortadan kalkmış durumdadır. Zihin rahattır ve gevşemiş durumdadır. Verilecek telkinlere açıktır. Kişi hipnoz halinde iken, bilinçaltı uyanık ve söylenenlere açıktır. Fakat vücut dinlenme halindedir. Hipnoz bir gece uykusu değildir. Hipnozdan uyanamamak ya da çıkamamak diye bir şey yoktur. Hipnoz sırasında kişi istemediği bilgiyi hipnoterapist ile paylaşmayabilir. Hipnoz sırasında her şeyin farkında olan kişi, vermek istemediği bilgileri hipnoterapiste vermez. Hipnoterapi hipnozun tedavi amacı ile kullanım şeklidir. Bu yüzden hipnoterapi yapacak olan kişinin psikolog ya da tıp doktoru olmasına dikkat edilmelidir. Çünkü hipnozun terapide kullanımını sadece uzman kişilerin yapması gerekmektedir.
Hipnoterapinin Yan Etkisi Var Mıdır?
Hipnoz insanların düşündüğü kadar esrarengiz ve heyecanlandıracak bir yöntem değildir. Kişinin dikkatini toplayan rahatlama durumudur. Kişi dikkatini çeken bir şeye odaklanarak transa geçer. Hipnoz sırasında kişi telkinlere açıktır. Karın ağrısı, baş ağrısı, kansere bağlı ağrılar, doğum ağrıları hipnoz yöntemi ile tedavi edilebilmektedir. Cinsel sorunlar, depresyon, uyku bozukluğu gibi birçok sorunlarda hipnoz ile tedavi etkisini göstermiştir. Hipnoterapi yetkili bir kişi tarafından yapılıyor ise, hiç bir yan etkisi yoktur. Bu terapinin en olumsuz yanı, herkesin eşit derecede hipnotize olmamasıdır. Bir kişi hemen transa geçerken başka bir kişi direnç nedeni ile hemen hipnotize olmayabilir. 1950 yıllarından sonra kişinin hipnoza ne kadar yatkın olup olmadığını anlamak için bilimsel ölçekler belirlenmiştir. En çok kullanılan ölçek, Stanford Hypnotic Susceptibility Scale (SHSS) ölçeğidir. Hipnoz sırasında hipnoterapiste güven de çok önemli bir yer tutar. Gün içerisinde transa kolaylıkla geçen insanlar daha kolay hipnoz edilebilir. Fakat iletişim kurmakta güçlük çekilen ve psikotik bozukluğu olan kişilere hipnoterapi yapılamaz. Hipnoz edilen kişiye sakinsin, iyi hissediyorsun gibi telkinler verilmektedir. Kişinin transa geçmesi gözlerinin kıpırdaması, yüz kaslarının gevşemesi gibi belirtilerden anlaşılabilir. Hipnoz olan kişiye hayal etmesi gereken söylenerek telkinlere devam edilir. Daha sonra yine telkinler ile hipnozdan çıkartılır.
Hipnoterapinin kullanıldığı alanlar: Alkol ve madde bağımlılığı, sigara bağımlılığı, depresyon, kaygı bozukluğu, panik bozukluğu, sosyal fobi, zayıflama, psikolojik nedenli bayılmalar, cinsel işlev bozuklukları, uyku bozuklukluları, öfke kontrolü, migren ağrıları, alt ıslatma, dışkı yapma, uçak korkusu, asansör fobisi, okul korkusu, konuşma bozukluğu, çocuklarda davranış bozukluğu, eğitim ve öğrenme sorunları, çocuklarda uyum sorunları, parmak emme, tırnak yeme, tik gibi davranış sorunları, kilo verme, sınav stresi, dikkat eksikliği, kekeleme tedavisi, panikatak tedavisi gibi daha birçok farklı alanda alternatif tıp yöntemi olarak uygulanmaktadır.
Hipnozun Uygulanma Yöntemleri
Hipnoterapi tedavisinde birden fazla yöntem uygulanmaktadır. En çok bilinen yöntem, hastanın sallanan nesneye bakması ve dikkatini bu nesne üzerinde toplamasıdır. Böylece hasta transa geçmekte ve bilinçaltına inmektedir. Hastanın uyku haline geçmesi ile hipnoterapist etkileyici bir sesle konuşmalı ve gerekli olan telkinleri hastaya vermelidir. Kimi hastalar hipnoz yöntemi ile derin uyku haline geçmelerine rağmen, kimi hastalar daha hafif bir uyku halinde olurlar. Hipnotik uykunun en hafif noktasında kişide gevşeme ve rahatlama olur. Hasta kendisine söylenenleri hatırlar. Fakat derin uyku halindeki kişinin bilinci kapanır. Bilinçaltı pasif durumdan aktif duruma geçer. Derin uyku halindeki hastalar hipnoz sırasındaki konuşmaları hatırlamamaktadır. Fakat ister hafif ister ağır hipnoz durumu olsun, hipnoterpistin söylediği sözler büyük oranda gerçekleşmektedir.